0 comments


Futbol Ekonomisti Tuğrul Akşar’ın FutbolArena sayfasında yayımlanan habere göre,
Süper Lig son yılların en durgun transfer dönemlerinden birini yaşarken, kulüpler transferde ince eleyip sık dokumaya başladı. Bunun sebebini ise Tuğrul Akşar‘a röportajında şu şekilde anlatıyor.

 

FENERBAHÇEDEN BAŞLAMAK GEREKİRSE,

Futbol Ekonomisti Tuğrul Akşar: “Ali Koç’un deyimi ile borç 621 milyon euro…Yani, bugünkü kuraa göre 3.5 milyar TL. Bu para faiz ve diğer yükümlülüklerle beraber 4.1 milyar TL’ye ulaşıyor. 4.1 milyar TL de Fenerbahçe’nin gelirlerinin yaklaşık 10 katına denk geliyor. Yani Fenerbahçe’nin borçları gelirlerinin 10 katı.” dedi.

“GELİRLERDE TEMLİK VAR”

“Öte yandan Fenerbahçe’nin gelirlerinin önemli bir kısmında, Ali Koç’un söylemine göre 1 milyar 360 milyon liralık gelirinde 2023 yılına kadar temlik var. Mevcut gayrimenkulleri üzerinde de 1.4 milyar liraya kadar ulaşan bir ipotek var. Bu durum kulübün mevcut yöneticilerinin hareket alanını da kısıtlıyor. Fenerbahçe’nin hem menkul, hem de gayri menkulleri üzerinde rehin ve ipotekleri var. Eğer yükümlülükler yerine getirilmezse finans kurumları paraya çevirebilir.

“ÖZKAYNAK AÇIĞI 665 MİLYON LİRA”

“Fenerbahçe’nin (Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP’a)gönderdiği Borsa İstanbul verilerine göre 665 milyon lira özkaynak açığı var. Fenerbahçe’nin birikimli zararı ise 550 milyon liraya ulaştı.”

“Toparlayacak olursam: Fenerbahçe’nin 400 ila 450 milyon lira arasında geliri, bunun 10 katı da toplam borcu var: Yani, 4.1 milyar lira. 665 milyon lira iseözkaynak açığı var ve 550 milyon lira da birikimli zarar var. Bugünkü yönetimin, bu finansal tablonun altından kısa vadede bugün kalkma ihtimali şu kısa süreçte çok mümkün görünmüyor.”

ALİ KOÇ NE YAPABİLİR?

“Ali Koç’un bu süreçte yapabilecekleri çok kısıtlı. Önce bedelli sermaye arttırımına gitti. Oradan ciddi bir kaynak girişi oldu. Ali Koç aynı zamanda 50 milyon dolar hibe yaptı.Bedelli artırımı ile birlikte kulübün sermayesine 353 milyon lira, yani ödenmiş sermaye olarak katkı sağladı.

1- Öncelikle vadesi gelen ve ödenmesi gereken yükümlülükler var. Bunların yerine getirilmesi gerekiyor. Bunlar oyunculara, teknik adama ve üçüncü kişilere ödenmesi gereken borçlar. Bunları yerine getirmediğiniz sürece bu sefer UEFA’nın FFP kurallarına takılırsınız.

2- Kulüplerin bankalarla ve finans kurumları ile olan kısa vadeli yüksek maliyetli kredileri var. Bu krediler için çok hızlı bir şekilde görüşülüp vadelerin daha uzun süreye yayılması ve finans maliyetlerinin aşağı çekilmesi gerekir. Fenerbahçe’nin toplam kredileri içerisinde 1.5 milyar liraya yakın kısa vadeli kredileri var. Bu da kulübün finansal yapısı üzerinde çok ciddi bir borç baskısı yaratıyor.

3- Kulüpte mutlaka maliyet kontrolüne ve tasarrufunagerek var. Maliyetler kısa süre içerisinde minimize edilmeli. Gereksiz maliyetlerden kulüp kurtulmalı. Bu da ne yazık ki, küçülme demektir. Geleceği kurtarabilmek adına belki Ali Koç bugünü feda etme yoluna gidecektir. Fenerbahçe’de gelirleri maksimize edecek birekonomik ortam da bugün maalesef mümkün değil. Yeni sponsorlar kazanmak pek kolay değil.”

Forma ve kombine satışları ile borçlar kapanır mı?

“Fenerbahçeli taraftarlar çok ciddi bir şekilde kulübünü desteklemeye başladı. Kombine kart alımlarında artış oldu, forma satışlarında artış oldu ama bunlar bir takım finansal yükümlülükleri karşılamak için maalesef yeterli değil. Yine de bu bir motivasyondur. En azından tulumbaya verilen sudur. Kulübün sıcak para girişine dair bir ihtiyacı giderebilir. Bir süre sonra Fenerbahçe ikinci kez bedelli sermaye arttırıma gidebilir. Bir başka seçenek de elinizdeki varlıkları nakite çevirmek olabilir. Bunu Galatasaray örneğinde gördük.”

FB Haber: Fenerbahçe ‘FEDA’ diyecek mi?

“Şimdiye kadar bu uygulamalardan çok fazla bir geri dönüş alınamadı. Taraftar belli bir dönem bu işe çok ciddi önem veriyor, asılıyor ama sonu gelmiyor. Beşiktaş’ta bunu ‘FEDA’ döneminde gördük, Galatasaray’da ‘YellowFriday’ denemelerinde gördük. Bunlar belli dönemlerde kısa süreli bir nakit girdisi sağlıyor, taraftarın olaya motivasyonunu ve ilgisini arttırıyor ama bunlar kalıcı çözüm yöntemleri değil. Bunlar geçici, sıcak para bulmaya ve günü kurtarma yönelik çözümler. Yani Fenerbahçe’nin yapacağı şey orta ve uzun vadeli planlar olmalı.”

“Ali Koç, “Borçları ödeyemezsek Fenerbahçe ortak hakim pozisyonunu kaybedecek?” dedi. Böyle bir şey bekliyor musunuz?”

“Bu önemli çünkü anlaşılan o ki Fenerbahçe içinde bulunduğu dar boğazdan kurtulabilmek için kulübün hisselerini bazı finans kurumlarına rehine etmiş. Yani o rehinin karşılığı alınan krediler ödenmezse, kreditörler Fenerbahçe’nin hisselerini kendi lehine paraya çevirebilmek, alacaklarını tahsil edebilmek için yasal yollara gidecektir. Bu kulübün geleceği için ciddi bir tehdittir. Diğer kulüplerde de buna benzer bir sorunvar maalesef.”

“Türk ticaret kanununa göre Fenerbahçe teknik iflasta. Fenerbahçe’nin özkaynağı negatife dönmüş durumda. Fenerbahçe’nin başa baş noktasına gelebilmesi için bile 1.3 milyar lira taze nakdi paranınkonulması gerekiyor. Ciddi bir durum var. Yani, Ali Koç’un finansal anlamda yapacağı çok iş var. ”

BJK Haberleri: Beşiktaş’ın mali durumu

“Beşiktaş’ın mali durumu da çok iç açıcı değil. Beşiktaş’ın özkaynak açıkları aşağı yukarı 523-530 milyon liraya ulaştı ve kümüle zararı 762 milyon lira. Beşiktaş zararları özkaynaklarının çok çok üzerinde. Beşiktaş’ın da sıfır noktasına gelebilmesi için 1 milyar lira civarında para koyması gerekiyor.”

ŞAMPİYONLAR LİGİ GELİRLERİ BÜYÜK BİR KAYIP”

“Beşiktaş’ın özellikle Şampiyonlar Ligi’ne gidememesinden dolayı ciddi bir gelir kaybı oluşacak. Zaten bıçak sırtı bir finansal yapısı olan kulüp Şampiyonlar Ligi gelirlerinden de yoksun kaldı. Bence Beşiktaş da Türk Ticaret Kanunu’na göre teknik iflasta ! Ne yazık ki, Fenerbahçe için söz konusu olan gerçek Beşiktaş için de geçerli.”

GS Haber: Galatasaray’ın mali durumu

“Galatasaray’da da aynı durum geçerli. Galatasaray’da 1 milyar 63 milyon lira birikimli zarar var. Özkaynaklar eksi 613 milyon lira. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor çok zor durumda. 18 Süper Lig kulübünün borcu 9.8 milyar liraya ulaşmış durumda.”

“Süper Lig’in toplam gelirleri ise 3.5 milyar lira. Yani kulüpler gelirlerinin neredeyse 3 katı borçlanmış durumda.”

“Türkiye’de bir kulübün gerçekten iflas etmesi mümkün mü?”

“Türkiye’de mümkün değil çünkü işin içerisinde siyaset var. Bu kulüpler Premier Lig’de veya Bundesliga’da olsa bu yükümlülüklerle iflas eder ve alt kümeye düşerler. Glasgow Rangers bundan önce iflas etti ve 4. Lige düştü. Fiorentina da iflas etmişti. Bizim gibi ülkelerde ise maalesef kulüpler batmaz ama UEFA tarafından da organizasyonlara alınmazlar.”

Peki Ekonomi Profesörü Özgür Demirtaş bu konuyu nasıl yorumluyor:

Peki Taraftarlar nasıl bakıyor ?

 

https://www.ntvspor.net/futbol/cok-aci-bir-noktadayiz-5bf29b20febaf11e344c8c14?_ref=infinity

Kaynak Futbolarena

0 comments

SPOR BİLİMLERİ’NDE 2018 YILININ EN BAŞARILI ÜNİVERSİTELERİ

Hatırlayacağınız üzere Spor Bilimleri alanında 2017  yılının en başarılı üniversitelerini sizler için derlemiştik. Shanhai Ranking sistemiyle yapılan “Global Ranking of Sport Science Schools and Departments 2017” sıralamasına göre en iyi 300 üniversiteden sonra 2018 yılının ilk değerlendirmeleri geçtiğimiz günlerde “CEOWORLD” dergisinde yer aldı. Sadece akademik başarının göz önünde bulundurulmadığı çalışmada , kurumlarda okuyan öğrencileri de doğrudan ilgilendirecek başarı kriterleri yer aldı. İşte Spor Bilimleri alınında “iyi” bir üniversitede eğitim almak isteyenler için en iyi üniversiteler ve bu üniversitelerin öğrencileri için artı özellikleri….

İLK 105 Üniversiteden başlayarak:

Bu Sıralama nasıl oluştu ?

Başarı kriteri olarak sadece akademik yayınların niteliği ve niceliği üzerinde durulmayan çalışmada, okullarda okuyan öğrencilerinde fayda gözetebileceği kriterler yer aldı. Okulun marka değeri ve akademik itibarın %20 ağırlıkla yer aldığı kriterlerde, geri kalan yüzde %60’lık kriter mezunlarının performansı üzerinden ölçüldü.
Mezunlarla ilgili şu önemli kriterler yer aldı:
İşe alım dönüşleri %20, iş verenlerinin geri bildirimleri %10 , iş bulma oranı %10 ,iş başvurularına uygunluk %10 , uzmanlaşma %10 olarak yer aldı.

 

Peki neden bu kadar mezunlar üstünde duruldu ?

Akademik sıralama çalışmalarda genellikle ilgili kurumda çalışan ve çalışanların üretkenlik ile ilgili oranları baz alınırken, paylaşmış olduğumuz çalışmamızda mezunlara bu denli atfedilen önem gözlerden kaçmadı. Peki bu denli yüksek bir başarı oranı neden mezunlardan gelmektedir ?


İyi Bir Üniversite için “Başarılı” Mezunlar

Bir eğitim programının en önemli ürünü yani çıktısı kuşkusuz o sistemden çıkan öğrencileri yani mezunlarıdır. Mezunlarının başarısıda doğrudan doğruya kuşkusuz o eğitim programını uygulayan üniversitenin başarısını göstermektedir. Yapılan çalışmada mezunların bu denli önemli bir gösterge olduğuna değinilerek araştırmanın metodolojinde söz konusu örneklem yakından incelenmiş.

 

Türkiye’den Üniversiteler yine sıralamada yer alamadı !

Yapılan nitelik sıralamasına göre geçmiş yıllarda olduğu üzere bu yılda da Türkiye’den herhangi bir Spor Bilimleri programına sahip üniversite sıralamaya giremedi. Küresel dünyada sporun tamamiyle bir bilim olarak görüldüğü ve profesyonelleştiği günümüzde kuşkusuz eğitim kalitesi bu rekabetçi ortamından kopmamak için en önemli unsur. Spor Bilimleri programları ülkemizde, nicel olarak fazla sayıda olmasına rağmen, neden nitelik konusunda sıralamaya giremediği konusunu önümüzdeki günlerde SBT olarak sizler için kaleme alacağız.

İşte En Başarılı üniversiteler ve listenin tamamı :

 

1.    Deakin University, School of Exercise and Nutrition Sciences

 

 

2.   Norwegian School of Sport Sciences Norwegian School of Sport Sciences


3. School of Human Movement and Nutrition Sciences , The University of Queensland


Geçmiş yılın(2017) dünya sıralamasını merak edenler burayı tıklayabilirler.

Referans:

1) http://ceoworld.biz/2018/01/11/worlds-best-universities-for-sports-science-in-2018/

SBT®

0 comments

SPOR BİLİMLERİ’NDE EN BAŞARILI ÜNİVERSİTELER

Spor Bilimleri alanında geçtiğimiz yılın en başarılı üniversiteleri belli oldu. Shanhai Ranking sistemiyle yapılan “Global Ranking of Sport Science Schools and Departments 2017” sıralamasına göre maalesef ki, Türkiye’den herhangi bir üniversite ilk 300 arasında yer alamadı. Sıralamada en yüksek puanı Amerikan, İngiliz ,Kanadalı ve Avusturalyalı Üniversitelerin toplandığı gözlemlendi.

Sıralamaya katılan üniversitelerin belirlenmesinde kullanılan kriterler ise şu şekilde belirlendi:

Yaklaşık 400 Üniversite Değerlendirmeye alındı

Sıralamada baz alacak üniversitelerin bir spor üniversitesi olması veya ilgili üniversitenin spor biriminin bulunup bulunmadığına bakıldı. Daha sonrasında belirlenen bölümler arasında, son 5 yıl içinde yapılan akademik çalışmalar baz alınarak, 367 üniversite ile yaklaşık 400 spor birimi bulunan kurum incelenerek, rakinge göre istatistiki olarak sıralaması yapıldı.

Puantajda Nitelik Ön Planda

Yukarıdaki tabloda açıklandığı şekilde; araştırma çıktısı , araştırma kalitesi ve uluslararası işbirliği kriterlerinin puantajın ana yapısını oluşturduğu puanlamada , 2012-2016 yılları artasında yayımlanan uluslararası akademik yayınlar incelenerek tablodaki yüzdesel ağırlıklarına göre üniversitelere puanlar verildi. Yapılan istatistiki sıralamanın ardından en başarılı olan ilk üç üniversite şu şekilde oluştu:

1.    Deakin University, School of Exercise and Nutrition Sciences

 

2.  Loughborough University, School of Sport, Exercise and Health Sciences

 


3. Norwegian School of Sport Sciences Norwegian School of Sport Sciences

 

Referans:

1) http://www.shanghairanking.com/Special-Focus-Institution-Ranking/Sport-Science-Schools-and-Departments-2017.html

SBT®

0 comments

Tüm dünyada futbolcuların kazançlarının hep ilgi ve merak konusu olduğu aşikardır. Bu ilgi ve merakı gidermek için çoğu ülkede kulüpler, ‘Kamu Oyu Aydınlatma Platformları’ üzerinden bilgi verme gereksiniminde bırakılmışlardır. Tabiki bu gereksinim, kendiliğinden ortaya çıkmış bir ihtiyaçtır. Bilindiği üzere, profesyonel kulüpler mali yapısı gereği aynı zamanda da şirkettirler. Halka açılan şirketlerde ise doğal olarak yatırımcılar, kaynaklarının nasıl kullanıldığını bilmek ve takip etmek isterler…

Peki bir yatırımcı değil de bir yurttaş veya bir taraftarsanız; gelin bu gelirleri ve bu gelirler üzerinden alınan vergileri bir de sizin gözünüzden inceleyelim:

Bugün ülkemizde ayda brüt 6.000 TL maaş ile çalışan bir vatandaş gelirinin yarısından fazlasını yani yaklaşık %56 ‘sını doğrudan ve dolaylı vergi olarak ödüyor. Aylık brüt maaş 6.000 TL olan bir vatandaşın doğrudan (SGK payı+GV+Damga V.) vergiler ile dolaylı ödediği (KDV+ÖTV+ÖİV+Eğlence V.) vergiler  toplamı 3.392,80 TL’ye yani gelirinin yarısından fazlasına kadar çıkabilmektedir.

Peki dünya futbolunda, futbolcular için bu oranlar nedir ?

Tablomuzda da görüldüğü üzere refah seviyesi yüksek, Avrupa Birliği ülkelerinde futbolcuların ödediği vergi oranının ortalaması Türkiye’de sıradan bir vatandaşın ödediği vergi oranıyla hemen hemen aynı gibidir. Objektif bir gözle bakıldığında, hangi tarafta olursanız olun, bir adaletsizlikten söz etmeniz çok da mümkün değil gibi…Yalnız, bir şeyi fark ettiyseniz bu tablo en yüksekten en düşüğe göre sıralanmakta ve görmüş olduğunuz tabloda Türkiye’nin ismi yer almamaktadır.

Peki ! Türkiye’de futbolcuların ödediği vergi oranını görmek için gelin tabloya hep birlikte bir de tersinden bakalım:

En düşük vergi oranına göre yapılan tabloda ülkemizin ismi %15’lik dilimde göze çarpmaktadır. Bu rakamı yürürlükte olan mevzuat üzerinden incelediğinizde şu şekilde işlem yapıldığı görülmektedir. Türkiye’de oynayan bir futbolcu geliri üzerinden sadece %15 Lig Stopajı(vergi) ödemektedir. Yani Gelir Vergisi, Kdv, SGK gibi hiç bir kesinti kalemine rastlamadan sadece stopaj oranı üstünden tüm vergi tahsilatları yapılmaktadır. Oranlara inanmak istemediğiniz öyle değil mi ? O zaman gelin hep bu yıl için Türkiye’de oynayan başlıca bir kaç futbolcunun vergi hesabını aşağıda birlikte inceleyelim:

Yukarıdaki tablomuzda Türkiye Süper Ligi’nde oynayan başlıca yabancı futbolcuların resmi gelirlerini görmektesiniz. Görüldüğü üzere realitede de gelirlerinin sadece %15 ‘ni vergi olarak ödedikleri göze çarpmaktadır.Konuyla ilgili Türkiye’de yazıları ilgiyle takip edilen Ozan Bingöl’e göre ise yukarıdaki tablo şunu ifade etmektedir:
Bingöl, “Ülkemiz futbolcular için vergi cenneti iken işçi-memur bordrolu çalışan için vergi cehennemi haline gelmiştir. 2016-2017 sezonunda futbolcular şayet ücretli çalışanlar gibi vergi dilimlerine tabi olsalardı elde edilecek vergi geliri sadece Spor Toto Süper Ligi için ekstradan yaklaşık 151 milyon TL olacaktı.”olarak ifade etmiştir.

Tekrardan dünya geneline dönememiz gerekirse, aşağıda ülkemizinde yer aldığı tablomuzda, başlıca ülkeler arasında en kısıtlı vergi kalemine sahip olduğumuz göze çarpmaktadır.

Tüm dünyada net futbolcu gelirlerinin %50 ‘ilk dilimin altında olduğu görülmektedir. Başlıca popüler liglere sahip olan ülkelerde futbolcuların ciddi vergi yükünün altında olduğu gözlemlenmektedir. Dünya futbolcuları Türkiye’nin aksine; gelir vergisi, çalışan ve çalıştıran sosyal güvenlik vergisi ve ek kesintilerle net karlarından kaybederek, o ülkenin ekonomilerine katkı sağlamaktadır.

Olası kayıplarda ise o ülkelerde skandal başlığı atılda haberler yapılmakta ve bu tip vergi kayıpları toplumsal tepkilerede neden olmaktadır.

https://www.thesun.co.uk/sport/football/2322759/tax-fraud-in-football-premier-league-clubs-champions-league/

SBT®

0 comments

Spor Bilimleri literatüründe yetişkin bir erkekte üç ayrı vücut tipi belirlemiştir:

  • Endomorf
  • Mezomorf
  • Ektomorf

Kendi vücut tipinizi tanımak egzersiz ve beslenme programı uygulamak için olmazsa olmazlardandır. Daha verimli ve iyi bir vücut gelişimi için beslenmenizi de kas geliştirme programınızla birlikte vücut tipinize göre düzenleyebilirsiniz.

Endomorf Vücut Tipi

Endomorf vücut tipine sahip olan bir kişi doğal olarak bir vücut hacmine sahiptir. Tıknaz bir yapı, kısa kol ve bacaklara sahiptirler. Uzuvlarının kısa olması sebebiyle kısa boylu olabilirler.Yavaş metabolizması sebebiyle yağ oranını artırmaya ve kilo almaya eğilimli bir yapıya müsaittir. Erkeklerdeki genel fizyolojik özelliğe göre; öncelikle karın bölgesi ve bacaklar etkilenir. Sonuç olarak, vücudunu uyumlu bir hale getirmek ve kilosunu dengelemek için iki kat çaba sarf etmesi gerekmektedir.

Mezomorf Vücut Tipi

Mezomorf vücut tipine sahip bir kişinin özellikleri şu şekildedir:
Geniş bir vücut, gelişmiş kas ve eklemler uzun kemik yapıları… Bu vücut tipine sahip olanlar kas geliştirmeye daha müsaittir, fizikleri doğal olarak dikkat çekicidir. Güçlü kemik yapısına, kare bir yüz ve omuzlara, geniş bir gövdeye ve dar kalçalara sahiptir. Kilo problemi yoktur veya önemsizdir, kilo aldığında ise metabolik tüketim hızından dolayı çabuk verebilirler.

Ektomorf Vücut Tipi

Ektomorf vücut tipi, ince uzun bir siluet, ince ve uzun bir kemik yapısı ile karakteristik olarak kendisini belli eder. Genelde zayıf ve uzun bir fiziğe, ince eklemlere ve dar bir göğüs kafesine sahiptir. Bu vücut tipinin hızlı metabolik özelliğinden dolayı çok az yağ depolar. Bu yüzden de genellikle kilo almada ve kas kütlesini artırmada güçlük yaşarlar.

 

white

0 comments

Güncel literatürde kuşkusuz en popüler suplementasyon kreatin olmasına karşın sadece amerikan erkek kolej öğrencilerinin %48’ inin kreatin kullandığı tespit edilmiştir. Ağırlıklı olarak kuvvet bazlı spor branşlarında etkili olduğu düşünülen kreatin ile ilgili farkındalık Amerika Birleşik Devletleri’nde prevelansa bakıldığında anlamlı derece de ilişkilidir.

 devamı

0 comments

Matça Yeşil Çay ve Spor Performansı

Son yıllarda yapılan çalışmalar yeşil çay tüketimi ile özellikle kısa süreli yoğun egzersizlerde veya uzun süreli dayanıklılık egzersizlerinde spor performansının arttırılabileceğini göstermiştir. Dolayısıyla yeşil çay tüketiminin hangi yollarla performansı artırdığı; ne zaman ve ne kadar tüketilmesi gerektiği merak konusudur. Bu kapsamda Orta Asya ülkelerinde yaygın olarak tüketilse de ülkemiz için oldukça yeni bir ürün olan Matcha yeşil çay ve performans üzerine etkilerine yakından göz atacağız.

matcha teaYeşil çay gerek ‘kafein’ gerekse güçlü bir antioksidan grubu olan ‘kateşin’lerden zengin bir besindir. Yapılan çalışmalar yeşil çay tüketiminin hem kafein metabolizması hem de kateşin metabolizması üzerinden performansı artırdığını göstermektedir. Kafein çok yabancı olduğumuz bir öge değil. Çayda, kahvede, kakaoda ve bu besinlerden üretilen hazır ürünlerin içerisinde yaygın miktarda bulunmaktadır. Kafein genel olarak üç yolla performansı artırmaktadır. Bunlar;

  • Egzersiz esnasında sınırlı karbonhidrat depolarının yerine yağın enerji kaynağı olarak kullanımını artırması
  • Optimal kas kasılması için gerekli olan en önemli minerallerinden biri olan ‘kalsiyum’ kullanımını artırması
  • Egzersiz yaparken gerekli olan enerji üretimi sonrasında bolca oluşan ve direkt beyni etkileyerek yorgunluğu artıran ‘adenozin’ ile çok benzer kimyasal yapısı sayesinde, beyne ulaşmak için adenozin ile yarışarak yorgunluğu geciktirmesi şeklindedir.

Tüm bunları görünce kafein ne kadar mükemmel bir besin ögesi demek gelebilir içinizden fakat aşırı yeşil çay tüketiminin mineral-vitamin emilimini azalttığını, diüretik etkisiyle dehidrasyon oluşturabileceğini böylelikle performansı olumsuz yönde etkileyeceğini gösteren çalışmalar da mevcuttur. Bu yüzden uygun miktarlarda alım oldukça önemlidir.

 devamı

0 comments

ERGOGENIC AIDS & DOPING

(ERGOJENİK YARDIMLAR VE DOPİNG)

Ergojenik yardımlar; sporcular tarafından kullanılan ve performans artışı sağlayan her türlü uygulamaya verilen genel addır. Performans artışı terimi ilk bakışta kulağa hoş gelse de ergojenik yardımların bilinçli kullanılmaması oldukça risklidir. Örneğin bir futbolcu olduğunuzu düşünelim. Ayak yapınıza uygun ‘ayakkabı’ seçebilirsiniz. Maç motivasyonuzu arttırmak için ‘psikolojik destek’ alabilirsiniz. Maç esnasında daha uzun süreli ve daha fazla depar atmak için ‘kreatin’ desteği alabilirsiniz. Kas dokunuzun daha fazla oksijenlenmesini böylece enerji sistemlerini daha etkili kullanmak için ‘EPO yani eritropoetin’ alabilirsiniz ve bunların tamamı ergojenik yardımlar içerisindedir.  devamı

0 comments

HIIT( High Intensive Interval Training )

Yüksek Şiddetli İnterval Antrenman

 

Son günlerin kuşkusuz en popüler antrenman programı HIIT: yani Türkçe olarak ifade etmek gerekirse yüksek şiddetli interval antrenman. Peki yüksek şiddetli yapılan her antrenman ‘HIIT’ midir? Tabiki hayır. Öncelikle yüksek şiddetli bir antrenmanın ‘HIIT’ olabilmesi için devreye “ interval ” süreçlerin girmesi gerekmektedir. Yani yüksek şiddetli bölümlerin aralıklı olarak yüklenmeler ve dinlenmelerle antrenmanın içerisinde yer alması gerekmektedir.Bu şiddet dalgalanmasına metabolizmanın uyum sağlayabilmesi için kuşkusuz antrenmanı yapan kişinin kardiyovasküler olarak belli bir düzeyde olması gerekmektedir.  devamı

0 comments

Creatine Supplementation
(Kreatin İlavesi)

Kreatin performans gelişimine katkı sağlayan, etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış, uygun şekilde tüketildiğinde vücut üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi saptanmayan, en güvenli besinsel ergojenik yardımlardan biridir. Kreatin bir sporcunun performansını daha üst seviyelere çıkarabilir bunu nasıl yaptığını anlamak için enerji sistemlerine daha yakından bakmak lazım.  devamı

error: Content is protected !!