Güncel literatürde kuşkusuz en popüler suplementasyon kreatin olmasına karşın sadece amerikan erkek kolej öğrencilerinin %48’ inin kreatin kullandığı tespit edilmiştir. Ağırlıklı olarak kuvvet bazlı spor branşlarında etkili olduğu düşünülen kreatin ile ilgili farkındalık Amerika Birleşik Devletleri’nde prevelansa bakıldığında anlamlı derece de ilişkilidir.
Amerikadaki piyasaya bakıldığında kreatin suplementasyonunun hatrı sayılır düzeyde pazardan pay aldığı yapılan araştırmalar sonucu ortaya konmaktadır.2001’de elde edilen verilere göre sadece kreatin suplementasyonu 400 milyon amerikan doları hacmindedir. 2001’den sonra bu pazar büyüklüğüne iştahı kabaran amerikan firmaları suplementasyona ekstradan ilgi göstermeye başlamış ve sonucunda alenin ve amino asit gibi suplementasyonlar da popüler hale gelmiştir. Söz konusu suplementler vücuttaki karnozin düzeyini etkilemesi yönünden yüksek şiddetli egzersizlerde vazgeçilmez bir eleman haline gelmiştir. Tekrardan kreatine dönmemiz gerekirse kreatin üzerinde yapılan detaylı araştırmalar sonucunda tek başına alınan kreatinin; unaerobik egzersizlerde yorgunluğu arttırdığı sonucuna varılmıştır. Kreatinin aksine beta aleninin de yorgunluğu azalttığı gözlemlenmiştir.
Bilindiği üzere iskelet kas kitlesinin varlığını sürdürebilmesi için kas protein sentezinin yapılması elzemdir.Burada kusursuz bir denge söz konusu olmalıdır. Kas protein yıkımı(MPB) , kas protein sentezinden(MPS) fazla olması durumda negatif protein dengesi, kas protein sentezinin kas protein yıkımından fazla olması durumuna da pozitif protein dengesi adı verilmektedir. Sağlıklı ortalama yaşı 20 olan bireylerde yapılan çalışmalara göre; MPS’nin MPB’ye eşit olduğuna rastlanmıştır. Fakat her çalışmada olduğu üzere görelik kavramı burada da devreye girmektedir. Alınan örneklem özelleştikçe, sonuçlarda farklılığa rastlanmaktadır. Örneğin hipertrofi antrenmanı veya kuvvet bazlı antrenman yapan bireylerde bu dengeden söz edilememektedir Beklenildiği üzere MPS oranı daha fazla olduğu için bu kişilerden oluşan örneklemlerde pozitif protein dengesine rastlanmaktadır. Yine aynı durum kronik bazı rahatsızlıkları olan bireylerde de görülmektedir.
Gün içerisindeki protein hareketliliğine bakıldığında da yapılan araştırmalar; protein yönünden zengin bir öğün sonrasında MPS’de artışa rastlanmakta ve pozitif protein dengesi gözlemlenmektedir. Bununla beraber öğün sonrasındaki ilerleyen süreçte bu değerler dalgalanarak MPB’nin artışa geçerek MPS’nin azaldığından bahsedilmektedir.
Protein denilince kuşkusuz akla ilk gelen ürünlerin arasında yer alan whey proteini incelemek gerekirse; yapılan araştırmalar sonucunda whey proteinin MPS’yi uyararak egzersiz sonrası dinlenme esnasında olumlu katkılar yapığını göstermektedir. Araştırmalar bu noktada alınan proteinin kalitesinin uyarıyı etkinleştirdiği yönünde olmakla beraber; alınan amino asit içeriğininde biyolojik uygunluk açısından etki mekanizmasını etkilediği gözlemlenmiştir. Literatürde incelenen protein türleriyle whey ve soy proteinleri karşılaştırdığımızda diğer proteinlere göre söz konusu ikilinin daha çabuk sindirilerek protein sentezine hızlı karıştığı söylenebilmektedir. Whey protein diğer proteinlerden ayıran diğer bir önemli özelliği ise tamamlayıcı protein olması yönünden esansiyel amino asitleri ve yüksek porsiyonlu BCAA dediğimiz tipten proteinleri içererek MPS’yi uyarması nitelendirilebilir.
Glutamin ise güncel literatürde genelde yaşlılar üzerinde denenmiş bir supplement olmuştur.Dolayısıyla yapılan çalışmada kritik hasta yetişkinlere, intravenöz alanil-glutamin dipeptid ile enteral alanil-glutamin dipeptid desteğinin plazma glutamin konsantrasyonuna etkisi ve azot dengesine etkisi incelenmiştir.
Glutaminin hem tek başına hem de karışım halinde verilmesinin hasta bulgularında olumlu etkileri olduğu bulunmuştur. Ayrıca glutamin kullanımının zararlı etkilerine dair herhangi bir bulgu veya çalışma yoktur. Dolayısıyla glutamin desteği verilmesinin faydası vardır sonucuna varılmıştır.
Glutamin, protein dengesini pozitif yönde etkileyecek bir amino asit olmamasına karşın enfeksiyon riski gibi hastalık komplikasyonları üzerinde etkin rol oynamaktadır. Aynı durum arjinin içinde söz konusudur fakat arjininin olası yararlarının yanında kullanılma miktarına göre zararları da mevcuttur. Her iki amino asitte tek başına besin müdahalesi olarak kullanılamaz fakat immün besin müdahalesi olarak kullanılabilirler.
Sonuç olarak glutamin desteğinin ağırlıklı olarak hücre yenilenmesini arttırması yönünden sağlık yönünden kullanımının yaygın olduğunu söylemekle beraber(M.A Şahin) performans arttırmaktan çok sakatlık sonrası spora geri dönüş evresinde kullanımının daha efektif olabileceği söylenebilir. Bununla birlikte rejenerasyon sağlaması açısından toparlanma sürecinde bazı yayınlara göre katkı sağladığına dair bulgulara rastlanmaktadır. Suplementasyon olarak somut anlamda tutarlı sonuçlar veren whey ve bcaa olduğundan üst düzeyde performans beklenen sporcularada beslenmeye ek söz konusu suplement desteği sağlanarak yoğun antrenman temposuna destek sağlanabilir.
Unutulmamalıdırki metabolizmamız için olmazsa olmazlardan olan su bile günde 6 litrenin üzerinde tüketildiğinde vücudumuza zarar verebilmektedir.Bu açıdan bu tip suplementlerin ne dozda ve ne sıklıkta alınacağı konusunda uzman spor bilimcilerden ve/ya sporcu beslenmesinde uzmanlaşmış beslenmecilerden yardım alınması olmazsa olmazlardandır.
İ. Ö. TÜRKALP
REFERANSLAR
Spor Bilimleri Topluluğu yayınlarından haberdar olmak için E-Posta Haber Bültenine kayıt olup, gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
Bilgileriniz bizimle güvendedir. Gizlilik Politikamıza göz gezdirebilirsiniz.
Meksika caddesi 37/57 Ümitköy/Ankara
info@sportsciences.org
0850 304 70 78
Spor Bilimleri Topluluğu yayınlarından haberdar olmak için E-Bülten'e kayıt olup, gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
Bilgileriniz bizimle güvendedir. Gizlilik Politikamıza göz gezdirebilirsiniz.